Türk havacılık tarihinde devrim durumunda bir vaka yaşandı. KIZILELMA, insansız bir platformdan havadan havaya görüş ötesi roket atışı yaparak dünyada bir ilki başardı. Peki hareketli bir hedefi insansız vurmak niçin bu kadar zor?
Müdafa sanayinde kartların tekrardan dağıtıldığı bir döneme şahitlik ediyoruz. BAYKAR tarafınca geliştirilen insansız harp uçağımız KIZILELMA, geçtiğimiz günlerde meydana getirilen testlerde Sinop semalarında zamanı bir ana imza attı. Bugüne dek hep “yer hedeflerini” vuran İHA/SİHA konsepti, artık gökyüzündeki avcıya dönüştü.
Olayın teknik büyüklüğünü şu şekilde özetleyelim: Dünyanın en büyük ordusuna haiz ABD bile insansız harp uçaklarıyla bu aşamaya tam anlamıyla gelebilmiş değil. Peki havada ses hızına yakın uçan başka bir cismi, içinde pilot olmayan bir uçakla vurmak niçin “mühendislik cehennemi” olarak adlandırılıyor? Gelin bu zamanı başarının teknik arka planına inelim.
KIZILELMA tam olarak neyi başardı?
KIZILELMA, kontrol esnasında görüş ötesi bir hedefi başarıyla imha etti. Bu, “ben hedefi gözümle görmüyorum fakat radarım ve sensörlerim görüyor” demek. Bugüne dek İHA’lar genel anlamda lazer işaretleme ile yerdeki tankı ya da sığınağı vururdu. Yer sabittir, kaçmaz. Sadece havadan havaya atışta hedefiniz de sizin şeklinde yüzlerce kilometre hızla hareket eder ve kaçınma manevrası yapar.
Bu başarı, KIZILELMA’nın yalnız bir “bombardıman uçağı” değil, bununla birlikte it dalaşı yapabilecek bir “avcı” olma yolunda en eleştiri virajı döndüğünü kanıtlıyor. Üstelik bunu yerli mühimmatlarımızla entegre şekilde yapıyor olması, işin stratejik boyutunu bambaşka bir seviyeye taşıyor.
Uçan hedefi vurmak niçin bu kadar zor?

Hani filmlerde pilot kilitlenir ve “Fox 2!” diye bağırıp ateş eder ya; işte o işin içinde insan beyni ve refleksleri vardır. O pilotun reflekslerini bir suni zekâya ve otonom sisteme aktarmak inanılmaz zor bir yazılım sürecidir.
-
Milisaniyelik hesaplamalar: Hem siz oldukça hızlısınız hem de hedefiniz oldukça süratli. İki merminin havada çarpışması şeklinde bir olasılık hesabını, otonom bir bilgisayarın anlık olarak yapması gerekiyor.
-
Gecikme problemi: Uçağı yerden yönetiyorsanız, sinyalin git-gel süresi it dalaşında ölümcüldür. KIZILELMA’nın bu sonucu kendi “beyniyle” verebilecek seviyeye gelmesi devrim durumunda.
ABD ve teknoloji devleri bunu niçin yapamadı?

Burada “ABD’nin teknolojisi yetmedi” demek yanlış olur, ABD’nin “doktrini” ve odak noktası farklıydı. Onlar senelerce F-35 şeklinde insanlı fakat süper bilgisayar donanımlı uçaklara yatırım yaptılar. İnsansız “Loyal Wingman” projeleri ise hâlâ geliştirme aşamasında.
BAYKAR ise SİHA’larla dünyada oyunun kurallarını değiştirdiği için elindeki veriyi ve tecrübeyi oldukça süratli bir halde jet motorlu bir platforma aktarabildi. Şu demek oluyor ki biz “çekirdekten yetiştik”, onlar ise “mevcut sistemi dönüştürmeye” çalışıyor. KIZILELMA’nın bu atışı, Türkiye’nin insansız hava harbi konseptinde artık takip eden değil, takip edilen ülke bulunduğunu gösteriyor.
KIZILEMA’nın havadan havaya atış testine ilişik görüntüleri aşağıdan seyredebilirsiniz:



